Kalp Kasılması

Kalp kasılması, dakikada 60-80 defa olması normal karşılanmaktadır. Taşikardi adı verilen kalbin dakikadaki kasılma sayısının yükselmesi dakikada 100 kere kalp kasının kasılması anlamına gelmektedir. Bunun tam tersi olarak kabul edilen Bradikardi ise dakikada 60 defadan az sayıda kasılma olması anlamına gelir. Kalbe kasını besleyen atardamarın daralması sonucu kalp kasının yeteri kadar kanı pompalayamaması kalp kasılmasına sebebiyet vermektedir. Damar sertliği nedeniyle damarların daralması ile kalp kası yeterli şekilde kasılamamasına neden olmaktadır. Bu durum kalp damar hastalıklarına sebep olabilir. Kalbi besleyen atardamarın aniden tıkanması sonucunda kalp krizi meydana gelir. Dokular öldükten sonra kas kasılması olmaz. Baypass operasyonu ile ya da daralmış damarın balonla açılması ile kalp kasındaki hasar giderilebilir. Böylece kalp yetmezliğinin önüne geçilmiş olur.

Kalp kası hastalıkları olarak adlandırılan 'kardiyomiyomatil' halk arasında kalp kasında gevşeme ve kasılma bozukluğu olarak bilinmektedir. Aşırı kasılma ve gevşeme sonucunda kalpte şekil bozuklukları oluşabilir. Kalp kası hastalıklarına neden olan etkenler arasında kokain, aşırı alkol kullanımı, bazı enfeksiyonlar, bazı ilaçlar ve guatr fonksiyonundaki bozukluklar olabilir. Kişiye genetik olarak geçebilen bu hastalıkta aile fertlerinin kontrol edilmesi büyük önem arz etmektedir. Erken veya geç dönemde kalp yetersizliğine sebep olan doğumsal kalp hastalıkları da kalp kasılmasına neden olabilir. Kalpte 4 tane kapakçık bulunur. Bunlar kanın kasılma ve gevşeme hareketleri ile doğru yönde gitmesini sağlar. Kalbin kan pompalama işlevini bozan durumların başında kalp kapakçıklarının açılıp kapanmasını etkileyen hastalıklar sebep olmaktadır. Hızlı ve düzensiz kalp atışları kalbi yorarak kalp yetmezliğine sebep olmaktadır. Kalp ritminin hızlı olması kadar yavaş olması da kalbin yeteri kadar oksijen ve kan alamamasına sebep olabilmektedir. Enfeksiyonlar, aşırı alkol kullanımı, bazı ilaçların kullanımı, kokain, guatr bozuklukları kalp kasının hızlı ya da çok yavaş çalışmasına sebep olmaktadır. Sağlıklı bir insanın kalbi dakikada 60-80'd arasından olmaması ileri ki dönemlerde kalp yetmezliği sorununa neden olabilir.

Kalbe kasını besleyen atardamarların (Koroner arterler) damar sertliği sebebiyle daralması sonucu kalp kasının yeterli beslenememesi kasılma ve kanı pompalama fonksiyonunun bozulmasına sebep olur. Bu durumda daralmış damarın balonla açılması veya Bypass operasyonu ile kalp kasının yeterli beslenmesi sağlanırsa kalp yetersizliğini önleyici tedbirler kalp yetersizliğini azaltabilir.

Kalbi besleyen atardamarların aniden tıkanması ile o damarın beslediği tüm kas tabakasının ölümü sonucunda meydana gelir. Hasta kalp krizinden kurtulursa ölen dokunun yerini kasılmayan doku almaktadır. Hasar miktarı fazlaysa erken veya geç dönemde kalp yetersizliği meydana gelebilir. Damar açılırsa kalp kasındaki hasar ve dolayısıyla kalp yetersizliği oluşma riski de azalmış olur.

Atardamarlardaki kan basıncının yüksek olması olarak tanımlanan hipertansiyon iki mekanizma ile kalp yetersizliğine sebep olmaktadır. Öncelikle damar iç yüzeyinin devamlılığını bozup, damar sertliği (Ateroskleroz) gelişimini kolaylaştırmaktadır. Bunun sonucunda oluşan kalp damar hastalığı ve kalp krizi kalp yetersizliğine neden olur.

Miyokardit dediğimiz kalp kasında iltihap oluşması ve tiroit bezinde fazla miktarda hormon salgılanması (Hipertiroidiii) kalp yetmezliğine neden olabilir.